ÇAMLICA MEDİPOL HASTANESİ
ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI
UZM.DR. AKİF ÇELİK
2-5 YAŞ ARASI ÇOCUKLARIN BESLENMESİ
Bu dönemdeki çocukların beslenmesi, ailenin diğer bireylerinden farklı değildir. Sağlıklı beslenme önerileri tüm aileye yapılır. Ancak büyüme ve gelişmenin devamı açısından günlük alınması gereken besinlerin miktarları, ailenin diğer bireylerinden farklıdır.
Okul öncesi dönemin başında çocuklar, tam olarak başkalarına bağımlı ve sınırlı türden besinler tüketirken aynı dönemin sonunda tam olarak bağımsız, farklı türden besinleri tüketir duruma gelirler. Beslenme açısından oldukça değişkenlik gösteren bu dönem, sağlıklı beslenme alışkanlığının gelişmesi açısından da önemlidir.
Günlük alınan enerjinin
%50-55’inin karbonhidrattan,
%10-15’inin proteinden,
%30-35’inin de yağlardan gelmesi önerilir.
Bu dönemdeki çocukların günlük enerjilerinin önemli bir kısmını, bisküvi, çikolata, gofret ve şekerlemeler ile meyve suyu, gazoz, kola, çay gibi içeceklerden gelen enerjinin oluşturduğu bilinmektedir. Genel sağlık ve diş sağlığı üzerine olumsuz etkileri dikkate alındığında, boş kalori kaynağı olarak düşünülen bu besinlerden çocukların uzak tutulması gerekir.
Son yıllarda endüstrileşmiş ülkelerde, tüm yaş gruplarında, yağ tüketiminde bir azalma eğilimi görülmektedir. Az yağ tüketmek, erişkinlerde herhangi bir beslenme sorunu yaratmazken, okul öncesi çocuklarda enerji açığına neden olur. Çünkü yağın sınırlanması halinde, yağdan gelen enerji çoğunlukla karbonhidratlı besinlerin yenmesiyle karşılanır. Karbonhidratlı besinlerin volüm olarak daha fazla ve daha doyurucu oldukları [özellikle liften de zenginse] göz önüne alındığında yeterli yağ tüketmeyen çocukların günlük enerjilerinin yetersiz kalması olasıdır.
İki yaşın altında yağ sınırlaması yapılmaz. Nitekim anne sütü ya da formül süt ile beslenen bebeklerde günlük enerjinin %40-%50 gibi önemli bir bölümü yağlardan gelir. 5 yaşına doğru yağ tüketiminde dereceli bir sınırlama yapılır ve okul öncesi dönemde yağdan gelen enerjinin %30-%35 civarında tutulması önerilir. Beş yaşından sonra çocukların yağ tüketiminde erişkinlere önerilen sağlıklı beslenme ilkeleri geçerlidir ve günlük enerjinin % 30 u yağdan gelmelidir.
Bu dönemde çocukların günlük beslenmeleri ile büyümek için gerekli olan esansiyel yağ asitlerinden linoleik ve alfa-linolenik asitleri de belirli oranlarda almaları gerekir.
Bu yaş grubundaki çocukların beslenmeleri ile, günde 3-25 gram ortalama 12 gram kadar lif tükettikleri bunun da normal vücut fonksiyonları için yeterli olduğu bildirilmiştir.
2-5 yaş grubu çocuklar genelde küçük miktarda besinlerle yetinirler. Liften zengin besinler doygunluk hissi yarattığı için, çocukların lifli besinleri fazla tüketmeleri durumunda enerji açıkları ortaya çıkabilir. Ayrıca liften zengin besinlerin aşırı tüketimi çocuklar için önemli olan demir, kalsiyum, çinko, bakır ve magnezyum gibi önemli minerallerin emilimini olumsuz etkileyebilir. Liften zengin beslenme alışkanlığı olan çocuklarda gaz ve sık dışkılama gibi sorunlar da yaşanabilmektedir.
Bütün bu nedenlerle 2-5 yaş dönemi çocuklar için günlük lif gereksinimi, kesin olarak belirtilmemekte, ancak 6-12 gr / gün miktarının yeterli olduğu bildirilmektedir. Bu miktarda lif günde 1-2 orta boy meyve 1 porsiyon sebze 4-5 dilim ekmek veya bulgur, makarna vb. tahıllar ve haftada 1 ya da 2 kez tüketilen kuru baklagil yemeği ile karşılanabilir.
Kalsiyum, bu dönemde 1-3 yaşa göre gereksinimi artan önemli mineraller arasındadır. Bu nedenle süt ve süt ürünlerinin günlük beslenmede belirtilen miktarlarda tüketilmesi gerekir.
Demir bu dönemde gereksinimi artan bir diğer mineraldir. Ayrıca okul öncesi demir eksikliği anemisinin sık görüldüğü bir dönemdir. Dolayısıyla demirden zengin besinlerin yeterli miktarda tüketilmesi önemlidir.
Vücudun sağlıklı olabilmesi için bir miktar tuza gereksinim vardır. Ancak bu gereksinim yaşamın ilk aylarında fazla değildir. Yaşamın ilk aylarında edinilen tuz tadını daha sonra değiştirmek güçtür. Bir çok küçük çocuk bisküvi, salam, sosis, sucuk, cips, kolalı içecekler ve ketçap gibi hazır besinlerle gereğinden fazla tuz tüketir. Bu tüketim böbrek yükünü arttırdığı gibi ileri dönemde de hipertansiyon için risk faktörü oluşturur.
Okul öncesi dönem çocuklarına önerilen günlük sodyum miktarı, ilk yaşta olduğu gibi besinlerin içeriğindeki doğal sodyum ile karşılanabilir. Bu nedenle 2-5 yaş grubu çocukların yemeklerine tuz eklenirken hassasiyet gösterilmesine, daha önemlisi tuzluğun masadan uzak tutulmasına özen gösterilmelidir. Böyle bir uygulama ile, ileri dönemde karşılanabilecek tuz bağlantılı hastalıklar önlenmiş veya geciktirilmiş olabilir.
Yaşla birlikte tüm vitaminlerin, özellikle de B grubu vitaminlerinin gereksinimi artar. Normalde, yeterli ve dengeli bir beslenme ile bu gereksinimler karşılanır. Ancak araştırmalar özellikle A, C ve D vitamini alımlarında sorun olduğunu göstermektedir. Bu nedenle beslenme sorunu açısından risk taşıyan 1-5 yaş arası çocuklara A, C ve D vitaminlerinin verilmesi önerilmektedir.
OKUL ÖNCESİ DÖNEM ÇOCUKLARI İÇİN GÜNLÜK MENÜ ÖRNEĞİ ( 2 – 3 YAŞ İÇİN )
KAHVALTI
|
Ø 3/4 su bardağı süt (150 ml ) Ø 1 yumurta veya 1 kibrit kutusu kadar peynir Ø 3-4 adet zeytin ( çekirdeği çıkarılmış ) Ø 1-2 tatlı kaşığı reçel, bal, pekmez, fındık ezmesi ( birisi ) Ø 1 ince dilim ekmek Ø Birkaç dilim domates veya mandalina |
ÖĞLE |
Ø 2-3 yemek kaşığı etsiz kuru fasulye Ø 2-3 yemek kaşığı dolusu bulgur pilavı Ø Yarım kase yoğurt ( 100 ml ) |
İKİNDİ
|
Ø 1 orta boy meyve veya 1 ince dilim kek |
AKŞAM |
Ø 3-4 yemek kaşığı sebzeli tavuk Ø 1 dilim ekmek Ø Sütlü tatlı (150 ml) |
OKUL ÖNCESİ DÖNEM ÇOCUKLARI İÇİN GÜNLÜK MENÜ ÖRNEĞİ ( 4 – 6 YAŞ İÇİN )
KAHVALTI
|
Ø 1 Su bardağı süt (200 ml) Ø 1 yumurta veya 1 kibrit kutusu kadar peynir Ø 1-2 tatlı kaşığı reçel, bal, pekmez, fındık ezmesi (birisi) Ø 4-5 adet zeytin Ø 1 orta dilim ekmek Ø Birkaç dilim domates veya mandalina |
ÖĞLE |
Ø 2 orta dilim kıymalı börek Ø 2-3 yemek kaşığı zeytinyağlı sebze yemeği Ø 1 su bardağı ayran (200 ml) |
İKİNDİ
|
Ø 1 su bardağı meyve suyu (Taze sıkılmış) Ø 1-2 adet kurabiye |
AKŞAM |
Ø 2 adet etli biber dolma Ø Bir kase yoğurt (200 ml) Ø 1 küçük boy meyve |
1 – 2 yaş döneminde olduğu gibi, bu yaşta da ara öğünler önemlidir. Ancak ara öğünlerde yenilen besinlerin iştahı kapatacak türden olmaması gereklidir. Meyve ara öğünler için uygun bir seçenektir.
KABIZLIK
Kabızlık bu dönemde oldukça sık rastlanan bir sorundur. 2 yaş civarında, zorlu tuvalet eğitimi sonucu, kirletme korkusuyla birlikte olan bağırsak boşaltmada isteksizliğe bağlı olarak gelişebilmektedir. Erken dönemde zorlu tuvalet eğitiminin yanı sıra beslenmede yapılan hatalar okul öncesi dönemdeki kabızlığın esas nedenini oluşturmaktadır. Diyette lifli besinlerin az yer verilmesi durumunda kabızlık gelişebilmektedir.
Kabızlık süt tüketimi fazla olan çocuklar arasında da yaygındır. Kabız çocukların genellikle 600 ml’nin üstünde süt aldıkları ve doğal olan diğer besin çeşitlerini daha az aldıkları gözlemlenmiştir. Yetersiz sıvı alımı da kabızlığa yol açan önemli nedenler arasındadır.
Kabızlığı tedavide laksatifler, normal bağırsak alışkanlığının sağlanmasındaki ilk adım olmakla birlikte, uzun süreli bir çözüm değildir. Diyetin lifle sıvı miktarının da arttırılması gerekmektedir. Bu nedenle bir yandan günlük alınan sıvı miktarı gözden geçirilirken, diğer yandan sebzeler, meyveler, kuru baklagiller, kepekli- yulaflı ekmek, bulgur ve tam buğday unu gibi liften zengin besinlerin belirli sıklıkla tüketilmesi sağlanmalıdır.
OLUMSUZ YEME DAVRANIŞI
Yemeği reddetme ya da seçici davranma özellikle 2 yaş civarında sık rastlanan olumsuz bir yeme davranışıdır. Çoğu durumda çocuk iyi besleniyordur. Ancak ailenin beklentisi doğrultusunda yemiyordur. İştahsızlık, çocuğun besini almak istememesi ile ortaya çıkan bir durumdur. Anemi, bağırsak parazitleri, hastalıklar çocukta iştah kaybına neden olabilir. Okul öncesi çocuklarda yeme sorunları, büyük ölçüde psikolojik nedenlerle ortaya çıkar. Çünkü beslenme bu dönemde, çocuk ve ailesi arasındaki duygu alışverişini belirtmenin en iyi yoludur. Bazı çocuklar dikkat çekmek için beslenmeyi reddedebilirler. Bu durumda yemekten önce çocuğun hoşlanacağı bir şeyler yapmak, örneğin oyun oynamak yararlı olabilir. Çocuk tarafından yiyeceğin reddedilmesi, anne-babaya karşı kullanılan güçlü bir silahtır. Aile ve çocuk arasında yaşanan olumsuz yeme davranışının devam etmesi, bazen anksiyeteye kadar varan sorunlara neden olur.
YAKLAŞIM
. Yemek porsiyonları annenin kendi ölçüsüne göre değil, çocuğun gereksinimine göre ayarlanır
. Yemek için yeterli zaman verilir ancak yarım saatten fazla uzamasına da izin verilmez
. Bir öğünde verilen besin reddedildiyse, tamamen farklı bir besin denenir. Onunda reddedilmesi halinde, bir sonraki övüne kadar herhangi bir besin verilmeden beklenir.
. Ara öğünlerin, küçük porsiyonlar şeklinde olmasına dikkat edilir. Aksi halde bir sonraki ana öğünün yenmesi engellenir
. Herhangi bir nedenle ödül olarak şeker ve tatlı türünden besinlerin verilmemesine özen gösterilir
. Yiyecekler çocukların kolay yiyebileceği türden hazırlanır. Örneğin, küçük dilimlenmiş havuç, salatalık, küçük şekillenmiş köfte, sigara böreği, karikatürize edilmiş kurabiye, kek vb. besinler çocuklar tarafından kolay tüketilir.
. Çocuklar anlatılanı değil, gördüklerini taklit ederek öğrenirler. Bu nedenle anne- baba ve çocuğun bakımından sorumlu diğer kişilerin olumlu yeme davranışı içinde olmaları gerekir
. Grup halinde, yaşıtlarıyla yemek yemek yada arkadaşlarının evinde, restoranda, piknikte yemek çocuklarda özellikle seçici olumlu yeme davranışının gelişmesine yardımcı olur
. Geçici olarak bir yiyeceğe düşkünlük veya reddetme okul öncesi dönemde görülen yaygın bir sorundur. Normal gelişimin bir parçası olarak kabul edilen bu durum, çocuğun bağımsızlığının bir ifadesidir. Bu nedenle ailelere, çocuğu yemek konusunda zorlamanın doğru olmadığı, bunun sorunu kötüleştireceği, ancak reddedilen besinin bir süre sonra tekrar denenmesi gerektiği belirtilir.
. Yemek saatlerinin, çocuğun gününün hoş bir bölümü olmasına özen gösterilir
. Öğünlerin düzenli olarak, günün belirli saatlerinde yapılmasına dikkat edilir.
DİŞ ÇÜRÜKLERİ
Okul öncesi dönem çocuklarının diş sağlığına ilişkin yapılan çalışmalarda, diş çürüğü olan çocuk oranını % 20 civarında olduğu bildirilmektedir. Bu nedenle çocukların büyüklerle birlikte, bu dönemde düzenli olarak dişlerini fırçalamaya başlamaları önerilmektedir. Fırçalama önce macunsuz, çocuk tükürmeyi öğrendikten sonra mercimek büyüklüğünde diş macunu kullanılarak yapılmalıdır. Bu yaşta sıvı yiyecekler kesinlikle biberona verilmemelidir. Çünkü biberona bağlı çürükler, önemli bir beslenme sorunudur.
Tatlandırılmış içecekler öğünlerle birlikte tüketilmemelidir tatlandırılmış meyve suları birebir sulandırarak verilmelidir. Süt ve diğer şeker içeren içecekler uykudan önce verildiğinde diş çürüklerine yol açar, bu nedenle yatmadan önce verilirse dişler mutlaka fırçalanmalıdır uyku sırasında süt verilmemelidir.